13 Ocak 2015 Salı

NEDEN BLOG ?


Yapmaktan en keyif aldığım şey her zaman bir seyahat organize etmek oldu. Ailem için birçok kez yaptım bunu. Ve o kadar detaylı organizasyonlar yaptım ki; çevremizdeki tüm arkadaşlarım aynı planlamaları onlar içinde yapmamı istemeye başladı. Hatta "sen bu işle uğraşsana" sözünü çok sık duyar oldum. Bu kadar büyük çaplı bir işe kalkışmaya cesaretim olmadığı için ben de tecrübelerimi, planladığım gezileri, bu geziler için topladığım ipuçlarını vs. bloğumu okumak için vakit ayıran herkesle paylaşmaya karar verdim. Umarım sıkılmadan okuyacağınız, yararlanacağınız bir paylaşım olur.

Öncelikle bu işlere nasıl başladığımı anlatayım. İlk yurtdışı tecrübemiz bir seyahat acentası aracılığıyla olmuştu. 4 günlüğüne Roma'ya gittik eşimle. Evlilik yıldönümümüz için planladığımız, çok heveslendiğimiz bir geziydi bu. Hatırı sayılır bir para da ödemiştik. Ama sonradan zaten iflas eden acenta bize tatil yerine kabus satmış haberimiz yokmuş. Öncelikle tur diye sattıkları gezi kadrosunun  biz dahil 4 kişiden oluştuğunu ve tur rehberi olmadığını uçağa binmek için havaalanına gittiğimizde öğrendik. Neyse artık olan oldu diye düşünüp Roma'ya indiğimizde ise bizi hiç İngilizce bilmeyen bir şöförün karşıladığını gördük. Ve sonunda Roma'nın yaklaşık 40 km. uzağında, en yakın metro istasyonuna bile otobüsle 30 dk. yolculuk yapmamız gereken, çevresinde bir benzin istasyonu dışında bir tek bina bile olmayan, tarlaların ortasındaki lüks otelimizde götürüldüğümüzde ise kabusun boyutlarını anlamaya başladık. Gezinin tek iyi yanı yol arkadaşımız olan diğer çiftti. Onları çok sevdik. Kader arkadaşlığı yaptık ve mümkün olduğunca iyi vakit geçirmeye çalıştık. Ama tabii gereksiz bir sürü taksi ücreti ödemek zorunda kaldık ve tur şirketi havaalanı dönüş transferimizi bile yapmadı. Türkiye'ye döner dönmez ilgili şirketi TURSAB'a şikayet ettik ve paramızın bir kısmını geri aldık ama bu yaşadıklarımızın telafisi olmadı tabi. Tüm bu yaşadıklarımız bana ders oldu. Farklı bir ülkeye gitmek için birilerine ihtiyacım var mı? diye bir süre sorguladıktan sonra kendi yöntemlerimi geliştirdim ve birçok kez 4-20 gün arasında değişen tatiller organize ettim ailem için. Hem çok daha ucuza mal olduğunu gördüm, hem de araştırdıkça birçok şey öğrendiğimi ve hiçbir tur şirketinin götürmeyeceği bir sürü yere gidebileceğimi keşfettim.

Yaşadıklarım "bir musibet bin nasihattan iyidir" sözünün doğruluğunu kanıtlar nitelikte değil mi?

Blogumu 2015 yılında açtığım için eski seyahatlerimizden en yakın tarihlileri yazmaya karar verdim. Ama blogumda yazanlar dışında Türkiye içinde Bursa, Kayseri, Ankara, Safranbolu, Kapadokya, Gaziantep, Mersin, Çanakkale, Assos, Gelibolu, Edirne, Kıyıköy, İzmir, şirince, Antalya, Bodrum, Çeşme, Fethiye, Kaş, Marmaris, Amasra, Safranbolu, Abant, polonezköy, sapanca Yurtdışı; Paris, Barcelona, Figueres, Kopenhag, Prag, Boston, New York, orlando, Lefkoşa, Girne, Magusa, Santorini, Rodos, Mykonos hakkında da sorularınız varsa elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.  Herkese sevgiler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder