26 Ocak 2015 Pazartesi

2014 haziran floransa genel bilgiler

Daha önceki yazımda otelimizin mestre tren istasyonunun tam karşısında olduğundan bahsetmiştim. Venedik'ten Floransa'ya trenle gitmek çok kolay. İtalya'da trenler hem konforlu, hem hızlı hem de önceden alırsan oldukça uygun fiyatlı. Ama böyle bir planınız varsa seyahat tarihinizden en az iki ay önce trenitalia.com 'u takibe başlamanız lazım.  Gideceğiniz tarihten 60 gün önce biletinizi alırsanız normal fiyatın 1/3 fiyatına bilet alabiliyorsunuz. Sıkı takip lazım. Biz mesela 3 kişi için biletimizi 45€ gibi komik bir fiyata aldık. Trene bindiğimiz gün 3 kişi için bilet tam 430€ olmuştu. Büyük fark değil mi? Tabii Venedik'ten araba kiralayıp karayoluyla da gidebilirsiniz ama floransa araba kullanmaya uygun bir şehir olmadığı, ayrıca otopark ücretleri el yaktığı için biz bunu tercih etmedik. Zaten otel araştırmamızda birçok otelin otoparkı olmadığını da görmüştük.
Sabah otelimizden çıkış yapıp sadece caddenin karşısına geçip trenimize binmek çok kolay oldu gerçekten. Trenimizi de kolayca bulup koltuklarımıza yerleştik. Yol yaklaşık 2,5 saat kadar sürüyor. Çok rahat ve konforlu koltuklarımıza yerleşip manzaranın tadını çıkararak Floransa tren istasyonuna ulaştık. (santa maria novella station). Otelimizi yine hotels.com'dan rezerve etmiştik. Hotel crocini 8Corso Italia 28 Florence, FI, 50123, İtalya, ‎0212 375 5227‎) Tripadvisor'da bu otelle ilgili çok iyi yorumlar vardı. Daha önce haritalar üzerinde çalıştığımız için elimizle koymuş gibi bulduk. Resepsiyonda çok sıcak karşılandık. Otelin sahibi ve eşi tam bir İstanbul aşığı çıktı. Otelimiz ise eski (hatta antika denebilir) mobilyalarla döşenmiş, temiz, küçük ve samimi bir otel çıktı. Kaldığımız sürece oldukça memnun kaldık. Hatta sonra Floransa'ya seyahat edecek olan sevgili yeğenlerimizi de aynı otele gönderdik.

 otelimizin girişi. Küçücük bir tabela var. Odamızın camı görünüyor bu resimde.

 
 Kızımız bu antika asansöre bayıldı. Otelin geneli böyle mobilyalarla döşeli zaten.


Burası da sevimli kahvaltı salonumuz. Küçük bir bahçeye açılıyor.

Caddeye bakan geniş ve çooook yüksek tavanlı odamıza yerleştikten sonra kendimizi hemen sokağa attık. Otelimiz nehir kenarına yakın olduğundan oradan yürümeyi tercih ettik. Floransa şahane bir şehir. Yürümek için çok uygun. Çünkü Michelangelo tepesi haricinde dümdüz. Harita üzerinde bakınca çok kolay görünüyor ama o kadar çok gidilecek ve gezilecek yer var ki, bir süre sonra ayaklarınıza kara sular inmeye başlıyor. Rahat ayakkabılar, koruyucu krem şapka olmazsa olmazlardan. Neyseki mola verebileceğiniz bir sürü şahane cafe var. Ama bir uyarı!! Fiyatları çok iyi kontrol edin. Biz küçük bir yanlış anlama sonucunda 2 külah dondurmaya tam 22 € vererek İtalya tatilimizin en büyük kazığını yedik. Dondurmadan soğuduk resmen. Şaka tabii, dondurmadan vazgeçmek zor ama dondurma kesinlikle Venedik'te daha lezzetli ve çooook daha ucuz.
Gezilecek yer bilgilerini diğer yazıda anlattığım için burada yemek yediğimiz ve bayıldığımız iki restorandan bahsetmek istiyorum.
Birincisi sadece öğle yemeği için açık. Küçücük bir girişi var. 2 odalı bir mahzen şaraphane. İsmi MARIANO ALIMENTARI BAR (Via del parıone 19-R)  Dikkat etmeseniz önünden geçip gidebilirsiniz ama şarap, peynir, meze seviyorsanız kesinlikle atlamayın. Biz tek kelimeyle bayıldık.
 Benim tercihim şahane bir peynir tabağı.

 Eşim et tabağını tercih etti.

 

Şahane bir öğle molası oldu bizim için. Ve fiyat inanılmaz uygundu. Bayıldık.

2. önerim ise otelimizdeki resepsiyonistimizin önerisiyle bulduğumuz tam bir hazine. Yerel bir yer aradığımızı söyledik kendisine. Bizi   TRATTORIA İL VECCHIO CARLINO 'a  gönderdi. İlk girişte take a way bir pizzacı sandık ve tereddüt ettik. Ama içeri doğru birkaç salon ve 2 bahçeyle kocaman bir yer çıktı karşımıza. Pizza tam Napoli tarzı. Şahane. Risotto ve deniz ürünlü spagetti müthiş. Porsiyonlar kocaman, hiç turist yok, İngilizce menü yok, fiyatlar inanılmaz uygun. Çok sıcakkanlılar. El kol derken çok iyi anlaştık. 5 günde 3 kez burada yedik ve sarılarak veda ettik. O kadar yani.  Arada birkaç restoran daha denedik ama buradan sonra hiçbiri lezzet ve fiyat olarak buranın yanına bile yaklaşamadı.Kesinlikle öneririm.


 Bu şahane tabakların tanesi 10-12 € gibiydi.

Restoranımızın çok sade girişi. Hazine içeride.

Bu restoranlar haricinde bir akşam yemeğinizi, şarabınızı alıp güneş batış saatini Michelangelo tepesinde karşılamanızı öneririm. Şahane bir tecrübe oldu bizim için. Manzara anlatılamaz, yaşanır. Nasıl gideceğinizi diğer yazıda anlattım.
 Herkes merdivenlerde manzarayı seyrediyor.


Bu kenti anlatan kitaplardaki güzel tüm fotoğraflar bu tepeden çekilmiş sanırım.



 


 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder